Türkiye Cumhuriyeti’nin 101. yılı, bir milletin kaderini değiştiren bir devrimin sonucunu, bir halkın iradesini ve çağdaş dünyanın gereklerine uygun bir devlet yapısının doğuşunu simgeliyor.
29 Ekim 1923, Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesinin en önemli dönüm noktalarından biri, modern bir devletin inşa sürecinin başlangıcıdır.
Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde kazanılan bu zafer, Türkiye’yi geçmişin yüklerinden kurtararak yepyeni bir gelecek vizyonuna taşımıştır.
Bu süreç, yalnızca siyasi bir devrim değil, aynı zamanda toplumsal, kültürel ve ekonomik bir dönüşümü de beraberinde getirdi.
Bu dönüşüm, Atatürk’ün “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ilkesiyle temellendirilmişti.
Türkiye Cumhuriyeti, 101 yıl boyunca adalet, eşitlik ve özgürlük ilkelerine dayalı olarak büyüdü. Bugün bu değerler, Cumhuriyetimizin temel taşlarını oluşturmaya devam ediyor.
Atatürk’ün bizlere miras bıraktığı Cumhuriyet, sadece bir devlet yapısı değil, aynı zamanda özgürlüğe, eşitliğe ve insan haklarına olan inancımızın ifadesidir.
Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren başlatılan reformlar, Türkiye’nin çağdaş dünyada kendine yer bulmasını sağladı.
Eğitimde köklü değişiklikler yapıldı, kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındı, hukuk sistemi modernleştirildi, sanayi hamleleri başlatıldı ve toplumsal eşitlik alanında önemli adımlar atıldı.
Tüm bu atılımlar, genç bir cumhuriyetin dünya sahnesinde saygın bir yer edinmesine vesile oldu.
Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşundan bu yana Atatürk ilke ve inkılaplarının ışığında, milli ekonomi ilkesi çerçevesinde kalkınma modeli izlemiş, sanayi sektörünün gelişimiyle ekonomik büyüme kazanmıştır.
Türkiye’nin yeni bir ekonomik kalkınma hamlesiyle buluşması ise, ihracat odaklı yeni bir ekonomi modelini tercih etmesiyle gerçekleşmiştir.
İhracatçı sayımız sürekli artarak bugün 150 bine yaklaştı. İzmir, İzmir Limanı’nın da pozitif katkısıyla tarih boyunca ihracat kenti oldu.
Dijitalleşen dünyada, genç nesillerin teknolojiye hakimiyeti, bilimsel araştırma ve inovasyona dayalı projelerin desteklenmesi, Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek en kritik unsurlardır.
Geleceğin Türkiye’si de bu ilkeler doğrultusunda şekillenmeye devam ediyor.
Türk ihracatçısı gençlerle bilimin, teknolojinin ve evrensel değerlerin ışığında bu mirası daha da ileriye taşıyacak; Cumhuriyetin aydınlattığı yolda yeni başarı hikayeleri yazacaktır.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı