Ağız sağlığı, osteoporoz riski hakkında ipuçları veriyor

Osteoporozun en yaygın kemik hastalığı olduğunu, kemik dokusunun, kemik yapısının ve direncinin zayıflamasıyla karakterize olup kırık riskinin artmasına neden olabileceğini kaydeden Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi uzmanı Dr. Öğr. Üyesi H. Fulya Üçem “Çene kemiği yoğunluğu azaldığında diş kayıpları görülmektedir. Düzenli kontroller, diş hekimlerinin sorunları daha başlangıçta tespit etmelerini sağlayarak, bunların daha ciddi sorunlara dönüşmesini önlemektedir.” dedi. 

Üsküdar Diş Hastanesi Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi H. Fulya Üçem,  osteoporozun dünya çapında 50 yaş ve üzeri tahminen 20 milyondan fazla kişiyi etkilediğini söyleyerek, bu rahatsızlığı olan birçok kişinin bir kemiği kırılana kadar bu hastalığa sahip olduğunu bilmediğini, osteoporozun kemiklerin zayıflayıp kırılgan hale gelmesine neden olan sistemik bir rahatsızlık olduğunu söyledi.

Osteoporoz, çenenin dişleri destekleyen kısmı olan çene kemiğini etkiliyor 

Düzenli kontrollerin hem kemik hem de diş sağlığını korumada hayati önem taşıdığına dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi H. Fulya Üçem, şöyle devam etti:

“Osteoporoz, çenenin dişleri destekleyen kısmı olan çene kemiğini etkilemektedir. Çene kemiği yoğunluğu azaldığında diş kayıpları görülmektedir. Osteoporozu tedavi etmek için kullanılan ilaçlar olan bifosfonatlar da ağız sağlığı sorunlarına yol açabilmektedir, bunlar osteonekroz adı verilen bir duruma neden olabilmekte olup belirtileri arasında ağrılı ve şişmiş diş etleri ve çene yer almaktadır. Düzenli kontroller, diş hekimlerinin sorunları daha başlangıçta tespit etmelerini sağlayarak, bunların daha ciddi sorunlara dönüşmesini önlemektedir.”

Ağız sağlığına dikkat etmek önleyici bakım sağlamasına yardımcı oluyor

Osteoporozun genellikle bir kişinin kemiği kırıldıktan sonra teşhis edildiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi H. Fulya Üçem, “Ancak ağız sağlığına dikkat etmek, sağlık uzmanlarının durumu teşhis etmesine ve böylece bir yaralanma meydana gelmeden önce önleyici bakım sağlamasına yardımcı olabilir. Osteoporoz en yaygın kemik hastalığıdır ve kemik dokusunun, kemik yapısının ve direncinin zayıflamasıyla karakterize olup kırık riskinin artmasına neden olabilir. Düşük kemik kütlesi, osteoporoz gelişme riskini artırır. Osteoporoz, en kronik metabolik kemik hastalığıdır ve lupus, diyabet, irritabl bağırsak sendromu, çölyak hastalığı ve romatoid artrit gibi diğer kronik inflamatuar hastalıklarla ilişkilidir.” diye konuştu.

Hastalığın kadınlarda görülme olasılığı erkeklere göre dört kat daha fazla

Osteoporozun aynı zamanda genetik, yaşam tarzı seçimleri ve çevresel etkenlerle de bağlantısı olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi H. Fulya Üçem, “Bu da kişiyi hastalığa yakalanma riskiyle karşı karşıya bırakabilir. Hastalığın kadınlarda görülme olasılığı erkeklere göre dört kat daha fazladır. Kadınlarda daha hızlı kemik kaybı yaşanır ve daha genç yaşta osteoporoz gelişebilir. Bazı çalışmalar bunu menopoz sonrası ve hatta bazı perimenopozal kadınlarda yaygın olan östrojen seviyelerindeki azalmaya bağlamıştır. Hormonlar kemik sağlığında kritik bir rol oynar. Hormonlarının azalması (hem erkeklerde hem de kadınlarda) kemik dejenerasyonuna ve sonunda kemik kaybına neden olabilir.” diye konuştu.

Osteoporoz yaşa bağlı değil

Osteoporozun yaşlanan nüfusun bir hastalığı olarak nitelendirildiğini de kaydeden Dr. Öğr. Üyesi H. Fulya Üçem, “Bununla birlikte, çok daha fazla sayıda insan bu sessiz hastalığın erken belirtilerine sahip olmakta ancak bunun farkında değildir. Osteoporoz açısından yeterince erken tarama yapılmamaktadır. Yıllar boyunca, osteoporoz taramasına ilişkin kılavuzlar 65 yaş ve üzeri menopoz sonrası kadınları hedef almıştır; hastalığa yakalanma risklerinin daha düşük olması nedeniyle erkeklere yönelik herhangi bir öneri bulunmamaktadır. Osteoporozun taranması ve tanısına yönelik yeni öneriler ile osteoporoz açısından risk altında olan genç ve erkek hastalarında taranmasını önerilmektedir.” dedi.

Osteoporoz riski taşıyan bireylerin diş sağlığı için önleyici tedbirler alması önemli

Osteoporoz riski taşıyan bireylerin hem kemik hem de diş sağlığı için önleyici tedbirler alması önemli olduğunu da dile getiren kaydeden Dr. Öğr. Üyesi H. Fulya Üçem, “Osteoporoz, çenenin dişleri destekleyen kısmı olan çene kemiğini etkilemektedir. Çene kemiği yoğunluğu azaldığında diş kayıpları görülmektedir. Ancak ağız sağlığınız, osteoporoz riskiniz hakkında ipuçları sunarak bize yardımcı olabilir. Bir kemiği kırmadan önce durumun uyarı işaretlerini tanımak gerekir.” dedi.

Panoramik ve bilgisayar destekli teşhisin (CAD) ve konik ışınlı bilgisayarlı tomografinin (CBCT) osteoporoz taramasında önemli bir rol oynayabileceğinin düşünüldüğünü ifade eden Dr. Öğr. Üyesi H. Fulya Üçem, “Panoramik radyografiler ucuz ve güvenlidir (düşük radyasyon yayar).   Hastaların büyük bir yüzdesinin hasta dosyalarında halihazırda panoramik röntgen görüntüleri mevcut olabilir. Erken teşhis, hastanın daha ileri değerlendirme, teşhis ve erken tedavi için birinci basamak hekimine yönlendirilmesi açısından kritik öneme sahiptir.” şeklinde sözlerini tamamladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bu Haberi Paylaşın
Başa dön tuşu