Kadınların sesi, Gök Kubbe’de yankılanıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Lucy Kirkwood’un yazdığı, Özden Gököz’ün çevirdiği, Ali Gökmen Altuğ’un yönettiği “Gök Kubbe”yi Londra ve New York’tan sonra İstanbul seyircisiyle buluşturdu.

Kadın dayanışması, adalet ve toplumsal cinsiyet rolleri üzerine düşündürücü bir yolculuk sunan oyun, 16 Ekim 2024 Çarşamba günü Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi’nde ilk gösterimini yaptı.

Oyunun ilk gösterimine İBB Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Ayşegül İşsever, İBB Şehir Tiyatroları Müdürü Oytun Askeroğlu, Genel Sanat Yönetmeni Yardımcısı Tankut Yıldız, Müdür Yardımcısı Berna Beyazkılınç Tezcan ve Haldun Dormen katıldı.

 

Oyunun sonunda söz alan Genel Sanat Yönetmeni Ayşegül İşsever:

 

“Bugün burada olmayı tercih ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Arkadaşlarımı huzurunuzda kutluyorum. Gerçekten çok keyifli bir oyundu. Kaçırmadan nefessiz izledim.

110 yaşında bu yıl Şehir Tiyatrosu. Her zaman en doğru, en iyi projelerle karşınızda olup sizlerle kucaklaştırmak için çok çaba sarf ediyoruz. Hepsine çok teşekkür ediyorum.

Bizim için her oyun yeni bir yolculuk, yeni dostlar demektir. Yeni gelen tüm arkadaşlarımıza “hoş geldiniz” demek istiyorum.

Bizi bol bol turnelerde göreceksiniz. Biz 110. yaşımızı seyircimizle, ailemizle kutlamaya karar verdik. Büyük bir Anadolu turnesine çıkmaya hazırlanıyoruz.” dedi.

 

Her İki Oyunun da Kalbinde Yatan Kadın Karakterlerin Birçok Ortak Noktası Olduğunu, Benzer Çatışmaları Taşıdığını Gördüm

Oyunun yönetmeni Ali Gökmen Altuğ, “Gök Kubbe”yi yazarın “Sivrisinekler” oyunuyla karşılaştırıyor:

“Şehir Tiyatroları repertuarındaki ikinci Lucy Kirkwood oyunu olan Gök Kubbe, okuduğum ilk andan dramaturji çalışmalarına, prova ve sahneleme sürecine kadar olan yolculuğu boyunca çeşitli anlarda, beni geçen yıl yönettiğim diğer Kirkwood oyunu Sivrisinekler’e yöneltti. Her iki oyunun da kalbinde yatan kadın karakterlerin birçok ortak noktası olduğunu, benzer çatışmaları taşıdığını gördüm. Bu açıdan bakıldığında, yazarın feminist bakış açısı içinde kadın bedeninin konumlandırıldığı yer ve kadın bedenine müdahale edilmesiyle ilgili çok önemli bir eleştiri olduğunu söyleyebiliriz. Sivrisinekler oyununda ultrason ve benzeri tıbbi muayene yöntemlerini reddeden, çocuğuna aşı yaptırmayan Jenny karakterinde de, jüri olarak seçilen kadınlar tarafından muayene edilmesi gereken Sally karakterinde olduğu gibi, kadın bedeniyle ve onun işleyişiyle ilgili bir meselesi vardır yazarın. Gök Kubbe’deki kadınlardan Ann’in dediği gibi “Bir kuyruklu yıldız hakkında bildiklerimizin, kadın vücudunun işleyişi hakkında bildiklerimizden fazla olması bence çok tuhaf.”

Gök Kubbe, bir cinayet ve suç üzerinden gelişen sağlam olay örgüsüyle kadınlık hallerine dair çok şey söylemektedir. Yazar tarafından kurulan çok güçlü bir dramatik yapının ve aksiyonun içinde, artan bir merak unsuruyla bir gizemi ve suç hikâyesini çözmeye çalışırken aynı zamanda da metnin katmanlı yapısı içinde, çok zengin bir labirentte, gizli dehlizlerde gezinirken buluruz kendimizi. Kirkwood’un metinlerinin bu denli güçlü olmasının nedeni de işte bu kazdıkça derinleşen katmanlı yapısıdır.

Yönetmenler için her oyunun yeri, özelliği, duygusu, gönlünde kapladığı alan farklıdır. Gök Kubbe de benim için Sivrisinekler oyununun ardından, Kirkwood’un yaratıcılığı ve dehasının dehlizlerine indiğim çok kıymetli bir yolculuk oldu.”

Dramaturgisini Sinem Özlek’in, müziğini Emrah Can Yaylı’nın, dekor tasarımını Barış Dinçel’in, kostüm tasarımını Gamze Kuş’un, ışık tasarımını Mustafa Türkoğlu’nun, efekt tasarımını Metin Küçükyılmaz’ın, hareket düzenini Senem Oluz’un, video tasarımını Enes Altuğ Avşar’ın yaptığı, fotoğraflarını Sadi Ayan’ın çektiği oyunda; Ada Alize Ertem, Aslıhan Kandemir, Asya Kale-Deniz Şiir Boy, Ayşem Yağmur Ulusoy Göktürk, Betül Kızılok Bavli, Canan Kübra Birinci, Çağlar Polat, Demet Bozkaya Şalt, Eraslan Sağlam, Eylül Soğukçay, Ezgim Kılınç, Fatma İnan, Gözde İpek Köse, Işıl Zeynep Karaalp, Serap Öztürk, Zeliha Güney rol alıyor.

 

“Gök Kubbe”

Dört ay önce tanımadığı bir adamın atının sırtında evinden ayrılmış olan Sally, biriktirdiği parasını alıp kaçmak üzere evine döndüğünde kocasıyla karşılaşır. Bölgenin güçlü ve zengin ailesi Wax’lerin çocuğu öldürülmüştür. Cinayeti işleyen adam asılmış, ancak o sırada onunla birlikte olan Sally, hamile olduğunu söylediği için asılması ertelenmiştir. Mübaşir olarak görevlendirilen Coombes, hem çamaşırcılık hem de bölgede ebelik yapan Elizabeth’e,  Sally’nin gebe olup olmadığını anlamak için bir araya getirilen jüriye katılması gerektiğini söylemek üzere evine gelir. Mahkeme 12 kadından, Sally’nin gebe olup olmadığı hakkında görüşlerini bildirmeleri istemiştir. Dönemin yasalarına göre, Sally şayet hamileyse, asılmaktan kurtulup Amerika’ya sürgün edilecektir. Bir karar çıkana kadar mum, ateş ve yiyecek bulunmayan bir odada tutulan kadınlar, Sally hakkında bir yargıya varmaya çalışırken, kendi geçmişlerine, bağlarına ve kadın olmaya dair gerçekler de açığa çıkacak, başka bir kadının hayatı üzerine adil bir karar vermek, sandıkları kadar kolay olmayacaktır.

Oyun, 17-19 Ekim, 23-26 Ekim 2024 tarihleri arasında Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi’nde.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bu Haberi Paylaşın
Başa dön tuşu